MTSO İş Sağlığı ve Güvenliği Ulusal Konferansı düzenlendi
MTSO organizasyonu ile MTSO İş Sağlığı ve Güvenliği Ulusal Konferansı düzenlendi. Mersin İlinde İş Sağlığı ve Güvenliği Destek ve Rehberlik Sistemi’nin Geliştirilmesi Projesi faaliyetleri kapsamında Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığı İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Hibe Programı çerçevesinde gerçekleştirilen programa Aile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Cafer Uzunkaya da online bağlantı ile katıldı. İki oturum şeklinde düzenlenen konferansın ilk oturumunda Erkoç Proje Yönetim Danışmanlık Kurucu Ortağı Mustafa Erkoç, katılımcılara metal sektöründeki iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları hakkında bilgi verdi. İzmir Demokrasi Üniversitesinden Öğretim Üyesi Dr. Özge Akboğa Kale, inşaat sektöründeki iş sağılığı ve güvenliğini anlatırken; A sınıfı İSG Uzmanı ve Çevre Mühendisi Eymen Daymen, katılımcıları kimya sektöründeki iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları hakkında bilgilendirdi. Konferansın ikinci oturumu Adana Rehberlik Teftiş Grup Başkan Yardımcısı Semiha Dostlar’ın, “Bakanlık Bakışıyla İş Sağlığı ve Güvenliği, İş Teftişi” konulu sunumuyla başladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Prof. Dr. Yücel Demiral’ın iş hijyenine yönelik aktardığı bilgilerle devam eden konferans, katılımcıların merak ettiği soruları yöneltmesi ile son buldu.
Türkiye’de bir ilke imza atılacak
Proje kapsamında MTSO tarafından bundan sonraki süreçte belirlenen eksiklerin giderilmesi adına eğitim ve danışmanlık hizmeti başlatılacak. Ayrıca, uluslararası alanda iyi örnekler Mersin’e getirilerek var olan mesleki kapasitenin artırılması için İngiltere İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu ile iş birliğinde Mersin’den 10 kişi eğitime götürülerek akredite olmaları sağlanacak. Aynı zamanda proje kapsamında Türkiye’de bir ilke de imza atılarak sanal gerçeklik özelinde kullanılan bir iş sağlığı ve güvenliği çalışması gerçekleştirilecek. Yine proje sonunda; İş Sağlığı ve Güvenliği İletişim ve Yönlendirme Merkezi kurularak MTSO çatısı altında bilgilendirme hizmetleri verilecek.
Kızıltan: “Mersin’de 61 sanayi kuruluşuna İSG konusunda anket düzenledik”
Toplantının açılış konuşmasını MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan gerçekleştirdi. Türkiye’de 1980 sonrasında sanayileşmenin hızlandığını kaydeden Kızıltan, üretim alanlarının çeşitlenmesiyle iş kazalarında da istenmeyen artışların başladığını bildirdi. “Gelişmiş AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında kaza oranlarımız oldukça yüksek” diyen Kızıltan, “Bu anlamda iş sağlığı ve güvenliği kaliteli bir ekonominin önemli bir parçasıdır. Konu hem insanımızın hayatı, hem verimli ve güvenli çalışma hem de işletmelerin üretim güvenliği ile ilgilidir” ifadelerini kullandı. Proje kapsamında Mersin’de çok tehlikeli sınıfta yer alan 61 sanayi firmasının durum analizini yapıp anket çalışması yürüttüklerini kaydeden Kızıltan, inşaat, kimya ve metal sanayi işletmeleri işveren, çalışan ve iş güvenliği uzmanları ile yapılan anket sonuçlarını şöyle açıkladı:
“Bazı olumlu cevaplara rağmen, işverenlerin büyük kısmının İSG Yönetim Sistemi’nin ne olduğu ve nasıl işletilmesi gerektiğini bilmediğini gördük. Anket yapılan işyerlerinin sadece %18’i ISO - İSG Yönetim Sistemi Belgesine sahipti. İşverenler, A sınıfı belge sahibi olma konusunda ölçme ve değerlendirme kıstaslarının daha fazla yükseltilmesini talep etti. İSG uzmanlarının baskı altında kalmadan bağımsız ve sorumlu hizmet verebilmeleri için, ücretlerini işverenler yerine, oluşturulacak bir fondan almalarının daha yararlı olacağını gördük. OSGB’lerin işyerlerinin taleplerini karşılarken, iştigal alanı ile İSG uzmanının mezuniyet alanının dikkate alınmasının hizmetin kalitesini arttıracağını tespit ettik.”
“Hedefimiz en yüksek standartları yakalamak”
Yapılan tüm iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının amacının öncelikle bölgesel bir farkındalık yaratmak olduğunu vurgulayan Kızıltan sözlerini, “Sonra çalışanlarımızı korumak, üretim güvenliğini sağlayarak işletme güvenliğini sağlamaktır. İşverenlerimize bu alanda düşen yükümlülük; iş sağlığı ve güvenliğine yönelik tüm tedbirleri alıp, kazaların önüne geçilmesini sağlamaktır. Odamız bu konuda tüm sektörlerimizin yanında olacaktır. Mersin üreticisiyle, çalışanlarıyla, İSG firmalarıyla hep birlikte, böylesi iş birlikleriyle en yüksek İSG standartlarını yakalamaya kararlıdır” diye tamamladı.
Uzunkaya: “Hep birlikte konuya sahip çıkmalıyız”
Aile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Cafer Uzunkaya iş sağlığı ve güvenliğinin yalnızca çalışanı koruyan bir süreç olmadığını belirtip, işvereni, işi, ülkeyi ve ekonomiyi koruyup kolladığını, insanların daha sağlıklı ve huzurlu üretme süreçlerini ifade ettiğini söyledi. İşverenlerin işletmenin geleceğini olumsuzluklara karşı korumak adına İSG uzmanlarını bir danışman, bir rehber olarak bulundurması gerektiğine dikkat çeken Uzunkaya, şunları söyledi:
“83 ülkede yaptığımız araştırmada İSG personelinin ücretinin işveren tarafından verildiğini görüyoruz çünkü işverenin işini kolaylaştıran bir süreç. İşverenin bu personeli daha fazla sahiplenmesini sağlıyor. 2013 – 2020 yılları arasında Türkiye çapında İSG konusunda gösterdiğimiz gayretle her 100 bin kazada meydana gelen ölüm oranlarının yüzde 40 azaldığını gördük. Bu rakamları kabul etmek mümkün değil. Meslek hastalıklarını tamamen engellemek, iş kazalarının yüzde 98’inin önüne geçmek mümkün. O zaman yapmamız gereken işvereninden çalışanına hep birlikte bu konuya sahip çıkmamız.”
İş kazaları nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısının pandemide hayatını kaybeden kişi sayısından daha fazla olduğuna dikkat çeken Uzunkaya, “İSG’de başarılı olabilmenin yolu elbette kanunlar, denetimler, tedbirler, işverenlerin sahip çıkması ve işyerlerinde İSG iklimi ile kültürünün oluşmasıyla, herkesin benim de sorumluluğum var demesiyle mümkündür. MTSO tarafından düzenlenen bu tür konferanslar da bu konuda farkındalığın artmasında etkili olacaktır” ifadelerini kullandı.
Erkoç: “Önce sorun saptayıp ona göre aksiyon alınmalı”
Konferansta metal sektöründe yaşanan iş kazalarına ilişkin sorunlar ve çözüm yollarını anlat Mustafa Erkoç, sorunun çoğunlukla güvensiz çalışma ortamı ve güvensiz personel davranışlardan kaynaklandığını bildirdi. İş güvenliğinin her zaman merkezde tutulmayıp bazen üretim bazen kalitenin öne çıkması nedeniyle sıkıntı yaşanabildiğini kaydeden Erkoç, sıfır iş kazası olan bir işletme istenmesi durumunda önceliğin tarafsız bir firma tarafından yönetici ve çalışanlara anket yapılmasına verilmesi gerektiğini söyledi. Anket çıktılarında eksiklerin tespit edilebileceğini belirten Erkoç buna göre aksiyon alınabileceğini belirtti.
Kale: “İnşaat sektöründe her 3 kazadan biri ölümle sonuçlanıyor”
Dr. Öğretim Üyesi Özge Akboğa Kale ise inşaat sektöründeki iş sağlığı ve güvenliğine değindi. İnşaat sektörü özelindeki riskleri, “İşgücü kalitesinin düşüklüğü ve iş güvenliğine direnç olması, çalışma koşullarının olumsuzluğu, alt taşeron ve taşeronlardan kaynaklı organizasyon sorunları, İSG kültürü eksikliği ve proje odaklı üretim yapılması” olarak açıklayan Kale, bu sektördeki her 3 kazandan birinin ölümle sonuçlandığını ifade etti. Yurtdışı örneklerin inşaat sektöründeki kazaların önlenebileceğini göstermesine rağmen Türkiye’de bunun başarılamadığını belirten Kale, Türkiye’de veriye ulaşma zorluğunun ortadan kaldırılıp SGK ya da işyerlerinden geçmiş kazalar hakkında daha rahat bilgi alınarak olası senaryolara yönelik önlemler alınmasının sağlanması gerektiğini vurguladı. Bakanlığın her türlü önlemi sıraladığını ancak uygulama eksiklerinin büyük sorun olduğunu kaydeden Kale, bunun için verilecek eğitimlerle İSG kültürünün artırılmasının önemine dikkat çekti.
Daymen: “Kimyasalın güvenlik kartının titizlikle hazırlanması önemli”
Kimya sektöründeki iş sağlığı ve güvenliğini anlatan Eymen Daymen ise bir seferde en çok kişinin kimya sektöründeki kazalarda hayatını kaybedebildiğini bildirdi. Son olarak bir fabrikadaki patlamada 2 bin kişinin hayatını kaybetmesi üzerine büyük endüstriyel kazalara yönelik önlemlerin artırıldığına işaret eden Daymen, üzerinde çalışılan kimyasalların özelliklerini içeren güvenlik kartının titizlikle hazırlanmasının sorunun çözümündeki önemine değindi. Sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğinden risk değerlendirmelerine, kimyasalın depolanmasından ambalajlanmasına her aşamada neler yapılması gerektiğini kaydeden Daymen, bu alanda personelin konuyu içselleştirmesi ve eğitimli olmasının önemini belirtti. Kimyasalı yönetmek zor görünse de imkansız olmadığını kaydeden Daymen, “Kimyasal yönetiminde kimyasalın özelliklerinin bilinmesi çok önemli. İkinci olarak üretilen tesis hakkında gerekli bilgiye sahip olunmalı. Tesis uygun mu değil mi iyi tanınmalı. Üçüncüsü, belirtilen tüm tedbirlere uyulmalı. Kimyasalları yönetmek zor görünse de sistematik yaklaşımla, eğitimli personelle işin üstesinden gelinebilir” ifadelerini kullandı.
Dostlar: “Mersin’de inşaat sektöründeki ölümlü iş kazası sayısı artıyor”
Bakanlık bakışıyla iş sağlığı ve güvenliğini anlatan Semiha Dostlar ise sözlerine istatistikler vererek başladı. 2019’da Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre 2,78 milyon çalışanın hayatını kaybettiğini belirten Dostlar, Türkiye’de de her gün 1052 çalışanın iş kazası geçirdiğini ve üçünün hayatını kaybettiğini söyledi. Mersin’de ise iş kazası sayısında düşüş görünmesine rağmen, inşaat sektörünün hareketli olması nedeniyle ölümlü iş kazası sayısının arttığını kaydeden Dostlar, ardından bakanlık olarak sorunun çözümüne yönelik başlattıkları teftiş uygulaması hakkında bilgi verdi. Hedefin kaza olmadan önlenmesi olduğunu belirten Dostlar, bunun için planlı ve plansız teftişlere ağırlık verilmeye başlandığını bildirdi.
Demiral: “Hijyen döngüsüne uyulmazsa sonuç alınamaz”
Prof. Dr. Yücel Demiral ise iş hijyeni hakkında katılımcıları bilgilendirdi. “Şimdiye kadar güvenlik konuştuk ancak hijyen de iş sağlığı sisteminin en zayıf halkalarından biri” diyen Demiral, “Hijyen bir sistemdir ve politikaya dayanır. Politikaya dayalı programlar oluşturulur ardından eyleme geçilir. Bu döngü olmazsa sürdürülebilir olmaz” diye konuştu. Hijyenin içine tozdan gürültüye, temizliğe her türlü konu girerken, evden çalışmanın başlamasıyla birlikte kapsamın genişleyip iş ve çevrenin bir birinden bağımsız düşünülememeye başladığını da kaydeden Demiral, günümüzde artık çevresel risklerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini anlattı.